Bir kimsenin, hukuka aykırı bir fiil ile madden veya manen zarara uğratılmasına haksız fiil denir. Borçlar Kanunu md.49’a göre de hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kimse bu zararı tazmine mecburdur.

Tanımdan da anlaşılacağı üzere haksız fiilin dört unsuru bulunmaktadır, bunlar:

  • Hukuka aykırılık
  • Fiil,
  • Zarar
  • Zarar ile fiil arasında illet bağıdır.

Haksız fiilin zarar unsuru karşımıza farklı şekillerde çıkmaktadır. Zarar genel olarak bir eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme malvarlığında ya da şahıs varlığında olabilir. Örneğin bir trafik kazasında otomobilin uğradığı zarar malvarlığı; yaralanma söz konusu ise şahıs varlığı zararına sebep olacaktır. Tedavi giderleri de maddi zararlar grubuna dahil bir zarar türüdür.

Borçlar Kanunu md.54’e göre:

b. Bedensel zarar

Bedensel zararlar özellikle şunlardır:

1. Tedavi giderleri.

2.Kazanç Kaybı

3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.

Haksız fiile maruz kalarak, sağlığı bozulan, tedaviye muhtaç kalan kişilerin eski sağlıklarına tekrar kavuşabilmeleri maksadı ile tedavi olmaları gerekecektir. Bu sebeple yapılan tüm harcamalar, aşağıda da örneklendirildiği gibi tedavi giderleri kalemine dahil olacaktır. Haksız fiil sonucunda açılacak tazminat davalarında tedavi gideri olarak aşağıda belirtilen masraflar da istenebilecektir:

  • Hastaneye ulaşım için harcanan yol masrafları,
  • Yurt dışında yapılmasında yarar görülen tedavi giderleri,
  • Yaşam boyu kullanılacak ilaç giderleri,
  • Haksız fiil sonucu basit bir yaralanma oluşmuş olsa da bu yaralanmanın başka bir hastalığı artırması sebebiyle oluşan giderler,
  • İleride yapılması zorunlu tedavi giderleri,
  • Estetik ameliyat giderleri…

Çünkü zarar, malvarlığında eksilmeyi ifade eder; bir haksız eylem sonucu yaralanan kişinin, yapmak zorunda kaldığı her türlü tedavi giderleri malvarlığında bir eksilme oluşturur ve zarar olarak bunun karşılanması zorunludur. Yeter ki, gereksiz yere bir takım aşırı giderler yapılmış olmasın. (4.HD. 30.03.1985, 604-2504)

Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tedavi giderlerinin kapsamına, zarar görenin beden bütünlüğünü eski haline getirmeye, yani iyileşmeyi sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığın artmasını önlemeye yönelik harcamak durumunda olduğu ve ilerde harcaması olası bütün masraflar girer.

Gene Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tedavi ve iyileşme için yapılan masrafların dışında, kişinin iyileşmesi için ilerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflar “gerçekleşmiş zarar” olarak nitelenmekte, uzman bilirkişi aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp hüküm altına alınması öngörülmekte; harcama yapılmadan da tedavi gideri istenebileceği kabul edilmektedir.

Tedavi giderlerinin araştırılması, kanıtlanması ve değerlendirilmesine ilişkin Yargıtay’ca benimsenen ilkeleri şu başlıklar altında toplayabiliriz:

a) Tedavi giderlerinin belgeye bağlanması koşul değildir.

b) Tedavi giderleri her biçimde, her yola başvurularak kanıtlanabilir.

c) Tedavi giderleri tarifelerle sınırlı değildir.

d) Özel hastanelere ödenen tedavi giderleri, resmi tarifelerle sınırlandırılamaz.

e) Tedavi giderlerinin resmi bir kurum tarafından ödenmesi, ek zararın istenmesine engel değildir.

f) İlerde yapılacak tedavi giderlerinin hesaplatılıp hüküm altına alınması istenebilir.

g) Yargıç, Borçlar Kanunu 42/2. maddesi çerçevesinde zararın kapsamını doğrudan araştırmakla yükümlüdür.

h) Hiçbir belge sunulmasa bile, yargıç, görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür.

Yaşanan haksız fiiller sonucunda meydana gelen yaralanmalar sebebiyle bir çok kayıp oluşacağı gibi, bu kayıplardan biri de tedavi giderleridir, yukarıda gösterildiği gibi Yargıtay’ımız tedavi giderlerinin kanıtlanabilmesi için fatura, evrak gibi şeylere gerek olmadığını yıllardır istikrarlı bir şekilde ifade ederek mağdur ve ailelerini telaş içerisindeyken bir de böyle ayrıntılarla uğraşmak zorunda kalmaktan kurtarmıştır. Dolayısıyla açılacak tazminat davalarında tedavi giderleri de istenebilecek, yapılan giderlere yönelik bir evrak sunulmasa da hakim bu giderleri hesaplayacaktır.