A. Tanım

Haksız bir fiil neticesinde zarara uğrayan, bu zarara sebep olandan tüm zararlarını isteyebilmektedir. Türk Borçlar Kanununun(TBK) 49. maddesine göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bahse konu zararlardan biri de TBK’nın 54. maddesinde düzenlenen bedensel zararlardır.

Yargıtay bir kararında “Yaralanmalar nedeniyle kişilerin beden bütünlüğünde kalıcı olarak gerçekleşen sakatlıklar beden gücü kaybına neden olmuş ve bunun sonucu kişinin mal varlığında eylemli olarak eksilme meydana gelmiş ise, bunun tazmin ettirileceği tartışmasızdır. Sorun, olayımızda olduğu gibi beden gücü kaybına rağmen kişinin gelirinde (mal varlığında) bir eksilme olmamış ise ortaya çıkmaktadır. Bugün uygulamada, kalıcı sakatlıklar nedeniyle oluşan beden gücü kaybı yüzünden, kişinin gelirinde ve dolayısıyla malvarlığında bir eksilme meydana gelmemiş olsa dahi, tazminatın gerekeceği kabul edilmekte ve bu, “güç (efor) kaybı tazminatı” diye adlandırılmaktadır.”

B. Tam-Kısmi Sürekli İş Göremezlik Ayrımı

Tüm bu açıklamalarımız üzerine sosyal güvenlik yasalarımız gereği ayrıca iş kazası veya meslek hastalığı sebebiyle meslekte kazanma gücü azalan sigortalılara devlet tarafından sürekli iş göremezlik geliri bağlanmaktadır. Sürekli iş göremezlik karşımıza sürekli kısmi iş göremezlik ve sürekli tam iş göremezlik olarak iki farklı şekilde çıkmaktadır.

Sürekli kısmi iş göremezlikte sigortalı beden gücünün belli bir oranda azalması sebebiyle her ne kadar çalışmasını sürdürebilir ise de aynı yaşta ve aynı işi yapanlara nazaran daha fazla efor sarf eder. Sürekli tam iş göremezlikte ise kişi artık hiç çalışamayacak durumdadır.

C. Sürekli İş Göremezlik Gelirine Hak Kazanma

Sürekli iş göremezlik gelirinin hak edilebilmesi tam veya kısmi ayrımı olmadan bir takım koşullara bağlanmıştır. Bunlar:

  • 5510 Sayılı kanun hükümlerine göre sigortalı olmak,
  • Zarara sebep olan hastalığın veya özrün iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda gerçekleşmesi,
  • Meslekte kazanma gücünün en az %10 azalması,
  • Meslekte kazanma gücü kaybının Sosyal Güvenlik Kurumunca yetkilendirilmiş sağlık hizmet sunucuları tarafından tespit edilmiş olmasıdır.

Ç. Sürekli İş Göremezlik Gelirinin Hesaplanması

Yukarıdaki şartları taşıyan kişilerin sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır. Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, aylık kazancının % 70’i oranında gelir bağlanır. Sürekli kısmî iş göremezlikte sigortalıya bağlanacak gelir, tam iş göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun iş göremezlik derecesi oranındaki tutarı kendisine ödenir. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanacaktır. İş kazası veya meslek hastalığı sonucu başka birinin sürekli bakımına muhtaç duruma gelen sigortalı için sürekli iş göremezlik geliri, prime esas kazanç alt sınırının aylık tutarının %85’inden az olamaz ve buna ek olarak ayrıca bakıcı giderleri de tazminat olarak zarara sebep olandan talep edilebilecektir.

D. Zamanaşımı

Sürekli iş göremezlik gelirinin istenebilmesi 5 yıllık bir zamanaşımı süresine bağlanmıştır. Buna göre yukarıda açıklanan şartları taşıyana bir sigortalı hakkı kazandığı tarihten itibaren 5 yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na müracaat etmelidir. Müracaat edilmediği takdirde talep tarihinden geriye doğru gidilerek beş yıllık kısmı sigortalı ve hak sahiplerine ödenir. Geriye kalan kısım ise zamanaşımına uğrar.

Sürekli iş göremezliğe neden olan filler neticesinde açılacak maddi ve manevi tazminat davaları sonucunda tazminat ödemeye mahkûm edilen taraftan Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ve yapılacak ödemeler “peşin sermaye değeri” olarak hesaplanarak tahsil edilecektir.

E. Maluliyetin Sonradan Artması

Başvuru sonrasında veyahut yargılama sonrasında maluliyet oranının değişip artması durumunda artan maluliyet oranı yeni bir olgu olarak kabul edilmekte ve artan kısım için yeni bir dava açılabileceği kabul edilmektedir. Buna göre hukuka aykırı fiil nedeniyle beden gücü kaybına uğrayan kişilerin maluliyeti ilerleyen süreçte artarsa, artan kısım da dava edilebilecek, bu durumdan kaynaklanan maddi ve manevi zararlar da ayrıca talep edilebilecektir.